Obama'ya "One Minute" mü, "Yes Sir" mü?
Obama’nın hükümetle hangi konuları konuşacağı aşağı yukarı belli; Irak’tan çekilme, Ankara-Erbil yakınlaşması, Ermenistan sınırının açılması, PKK’ye af, Afganistan’a asker ve İran konuları “klişe başlıklar” olarak neredeyse Resmi Gazetede ilan edilecek!. .
Ancak bütün bu konularda, ABD taleplerinin dozu ve AKP yönetiminin “pazarlık gücü” ödünlerin boyutunu belirleyecek.
- 29 Mart seçimlerinden sonra AKP’nin (ve Erdoğan’ın) durumu çok zayıfladı. AKP, “Amerika’yı arkasına alma ve iktidarını güçlendirme hesapları yapacak”. Aynen 3 Kasım 2002 öncesinde ve onu izleyen günlerde yaşadığımız “ABD bağımlılığı”, Erdoğan açısından, görüşmelerde yeniden geçerli olacağa benzer.
- AKP’nin seçim sonrasında eski gücünü kaybetmesi, “Obama’nın elini güçlendiriyor”. 29 Mart öncesine oranla, Washington’ın talepleri daha kabarık olacak. Çünkü karşısında ABD’ye muhtaç bir AKP yönetimi var.
- Hükümetin dış ilişkilerini yürüten bakanlar, “Obama’nın cesaretini arttıran kimliklere sahipler”. Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Egemen Bağış, Obama’nın ekibine yakın nitelikte kişiler.
Obama büyük olasılıkla, şu konularda sonuç almak isteyecektir;
1) Özal döneminde Turgut Özal’la W. W. Bush arasında başlatılan Türk-Kürt federasyonunun yolunu açacak yeni gelişmeler sağlamak: Barzani rejiminin tanınması; Ankara-Erbil arasında siyasi ve iktisadi işbirliğinin geliştirilmesi; “ABD askerlerinin çekilişi ile bu hedeflerin bütünleştirilmesi”; çekilme işleminin zamana yayılarak, 1 Mart 2003’te sağlanamayan “askeri yerleşmenin”, bu yolla gerçekleştirilmesi.
Tabii, PKK’ye af konusu da, yıllardır medyada hazırlandığı üzere gündeme gelecektir. Kısacası, BOP’un koçbaşı Kürdistan için Obama’nın gelişiyle yeni bir sayfa açılmaya çalışılacak.
AKP yönetimi bu talepler karşısında “ne kadar geri adım atabilecek” sorusu ortada duruyor. Taleplerin bir bölümünün karşılanacağı, geçen günlerde, medya kanalı ile kamuoyuna zaten aktarılmış bulunuyor.
2) Ankara ile Tahran arasındaki ikili ilişkilerin gelişmemesi için ABD elinden geleni yapacaktır. Bu konuda Erdoğan, ABD baskısı ile AKP’nin tabanı arasında sıkışmış görünüyor.
3) Ermenistan sınırının açılacağı şimdiden belli oldu. Zayıflayan AKP hükümeti bu ödüne zaten hazırdı. Abdullah Gül, gerekli altyapıyı hazırladı.
4) Afganistan’a asker konusunda TSK oldukça isteksiz. Büyükanıt döneminde bu niyet kamuoyuna da açıklanmıştı. Erdoğan hükümeti Lübnan’da olduğu gibi, bu konuda da “evet” diyebilir. Babacan bunun sinyallerini medyada verdi.
5) Kıbrıs konusu ve TSK’nin adadaki varlığı da gündeme gelecek. ABD ve İngiltere, kolordunun yavaş yavaş NATO’ya devrini istediklerini, Batı medyası kanalıyla son yıllarda “hissettirmeye başladılar”.
Bu konuda hükümetle TSK arasında bir mutabakat olduğunu söylemek zordur. Özellikle, son yıllarda adada yaşanan olaylar göz önüne alındığında…
6) Kafkasya ve Karadeniz “sorunları”nın da Obama’nın çantasında bulunduğuna inanıyorum. “Türkiye-Rusya ilişkilerinin ABD ipoteği altına alınmak istenmesi”, Washington için büyük önem taşıyor.
“Ankara en önemli sınavını”, muhtemelen bu konuda verecektir. Çünkü Türkiye’nin bölgede ulusal çıkarlarını koruyabilmesi, “Denge politikası olanaklarını elinde tutabilmesine bağlıdır”(*) .
Yukarıda sıralanan konularda CHP ve MHP’nin tutumları da önem taşıyor;
- Medyaya verecekleri mesajlarda,
- Obama ile görüşmelerinde işi görmezlikten gelip, “Nasılsınız Sayın Başkan…” diyerek rutin nezaket sınırlarının dışına çıkmayan bir tutum mu sergileyecekler? Yoksa, gerçek muhalefet partileri gibi mi hareket edecekler?
İşin en önemli yanı Erdoğan’da bitiyor; Obama’ya da Peres’e söylediği gibi “One minute Sayın Başkan” mı diyecek? Yoksa, “Yes, sir” deyip yoluna devam mı edecek…
Obama’nın Türkiye ziyaretinde Ergenekon konusuna değinip değinmeyeceği çok önemli.
- Görmezlikten gelirse, meselenin içinde olduğu anlaşılacak.
- “Gördüm” derse, nasıl bir tutum sergileyecek?
Obama’nın bu yöndeki tercihleri, AKP ile ABD arasındaki bağların geleceği konusunda bir gösterge olacak; AKP’nin arkasında mı, değil mi; ya da ne kadar arkasında, bu durum açığa çıkacak.
“Obama’nın gelişi”, geçirdiğimiz tehlikeli dönemeçte önemli sonuçlar verecek niteliktedir. Açıklanacak şeylerin yanında, “açıklamaktan çekindikleri ve söyleyemedikleri konular da, bir bakıma anlaşılmış olacak”.
Yalnız AKP’nin geleceği açısından değil, Türkiye’nin ve bölgenin yarını bakımından da önemli sonuçlar doğuracak. |